Bozcalar - Boşçalar
Bozcalar; Oğuzların 14.yy Halep Bölgesi Türkmenlerinden Bayat Boyu Boybeyi BOZCABEY'in Torunlarıdır.
TÜRKMEN: Arapların Müslüman olan Türkler için TURKİ-İMAN (Müslüman Türk), Şamanist ve Tengri dinine inananlar için ETRAK (Türkler veya Kafir Türkler) ismini kullanmaları sebebiyle, zaman içinde Türki-İman kelimesi TÜRKMEN olarak telaffuz edilir olmuştur.
Orta-Asyada bulunan Obalar Aşiret ve Boy ismi ile anılmış, ancak; Müslüman olan Oğuz Boylarının hepisi için Türkmen ismi verilmiştir.
Yavuz Sultan Selim Han zamanına kadar bütün Türkmen boyları ''Oğuz Soyundan, Bayat Boyundan, Bozcabey Afidi, Taife-i Yörükan gibi geçmiş soyu ve ismi sayılarak künye kütükleri ile anılmakta idi.
Mısır Seferi sırasında Şeyhül İslamın Ümmeti Muhammedin Yörük, Çerkez, Kürt, Arap vs tasnif etmek, İslam Ümmetini parçalara ayırmaktır diyerek; eski gelenek olan; 'Soy - Boy - Bey - Oba - Dede - Baba - Şahıs) söylenerek (eskiden 7 göbek saymak denirdi) adeti ortadan kalkarak; bunun yerine baba adı ile şahıs yazılarak kullanılmıştır. Benzer isimlerin çok olması sonucu aile Lakap ve Şöhretleri de isimlere ilave etmişlerdir.
Bayat Boyu, Oğuzların 24 boylarından biridir. Bozokların Gün-Hanoğulları koluna bağlıdır. "Devleti ve nimeti bol, devlet ve nimet sahibi" manâsına gelen Bayat boyunun ongunu (sembolü), Şahindir.
İslamiyet'i kabul eden Bayat boyunun bir kısmı, 11. yüzyılda Selçuklu hükümdarları idaresinde, Horasan ve İran üzerinden Anadolu ve Suriye'ye geldiler.
Bayatlar, Oğuzların devlet ve din adamı Dede-Korkut (Korkut Ata), şair Fuzuli, Tarihçi ve İslam Fıkıhçısı Bedrettin el-Ayni (15.yy Ayni Tarihi yazarı), Yahya Kemal Beyatlı gibi Türk tarihinde büyük şahsiyetler yetiştiren bir boydur.
Bayatların el-Cezire (Musul-Bağdad) ve Suriye(Halep)'e ilk X1.yyda Selçuklu istilaları zamanında geldikleri ileri sürülmüştür.
Ancak, Arap tarihçi Şikari 7.yyda Emevi Halifesi Mansur ve Abbasi Halifesi Harun Reşid zamanında Orta Asyadan Müslüman olan Türkmenlerin (12 boydan) davet edilerek getirildiği ve Halep, Hatay, Ayıntap, Tarsus (Avasım=sınır şehirleri) bölgelerine Bizans saldırılarına karşı kalkan olarak iskan edildiği rivayet edilmektedir.
Bu devirde 8.yy ve 9.yy Bağdad ve Şam Saray muhafızları ile Okçu ve Süvari birlikleri Türkmenlerden müteşekkildir.
Kanuni Sultan Süleyman Han devrinde, Kuzey Suriye'deki ana Bayat kolu, yirmi obadan meydana gelmişti. 16.yüzyılın ikinci yarısında Boyun başında bulunan BOZCA adlı boy beyi ailesi, boy halkından birçok kimseyi de yanına alarak İran'a (bugünkü İran ve Azerbaycan) gitti.
Bunlar, orada Bozcalı adıyla anıldılar ve varlıklarını geçen yüzyılın sonlarına kadar korudular.
Anadolu'da kalan Bayatlar, Bozcabeyin Asi Nehrinde attan düşemesi (Demirköprü mevkiinde), 1409 tarihindeki savaşta Asi Nehrinde boğularak Şehit olmasından sonra; Boy Beyi ailesine BOZCALAR, BOZCALI ismi verilmiştir.
Bu tarihten önce BEYAT, BEYATLI, BAYATLI, BAYATİ lakabı ile aşiret ismi ile anılmaktadırlar. Bozcaların büyük bir kısmının 16.yy dan sora İran ve Azerbaycana gitmesinden sonra, Bayat Türkmenlerinin başına Pehlivanlı ailesi geçmiştir.
Halep yöresinde kalan aşiret mensupları ise Reyhanlı gibi güçlü obalar olarak hayatlarını sürdürdüler. Derviş Paşa'nın İslahiye ve Gavurdağlarında vergi vermeyen, asker kaçağı olan aşiretlere karşı yaptığı askeri harekatta, Osmanlı Ordusuna asker vererek yardımcı olan Bayat (Reyhanlı) Türkmenlerine mükafat olarak yerleşmek istedikleri Amik ovasına 1865 senesinde Derviş Paşa tarafından iskan edilmişlerdir. Böylece, Reyhanlı (Reyhaniyye) kasabası meydana gelmiştir.
17. yüzyılda Halep Bölgesindeki Bayat obalarından çoğu Pehlivanlıların (Ankara-Kırıkkale), geri kalanları da Reyhanlıların (Hatay-Reyhanlı) etrafında toplandılar. 19. yüzyılda Pehlivanlıların çoğu, Yozgat-Ankara arasındaki yörede yerleştiler.
Anadolu'da BOZCABEY ailesinden kalan obalar Osmanlı iskan politikası gereği, Kayseri, Maraş, Urfa (Siverek), Diyarbakır (Ergani), Niğde (İncesu), Erzurum, Kars (Çıldır), Afyon(Bolvadin-Çay), Antalya (Kaş, Kasaba, Gömbe), Burdur(Aziziye-Kozluca), Adana(Yenice), Mersin(Tarsus), Aksaray, Ankara (Haymana, Akyurt),
Ankara Haymanadan bir kısım Bozcalar, Cihanbeğli Kürt aşiretleri ile çatışmalarıdan dolayı, Yusuf Bozca ve ailesi Bulgaristan (Niğbolu Kalesi -bugünkü Şumnu-)'nin muhafaza ve tamirinde görevlendirilmek üzere Deliorman bölgesi Emberler Köyüne sürgünle iskan edilmiştir.
Balıkesir (Susurluk), Aydın (Çine), Kırşehir (Çiçekdağı), Yozgat (Reşadiye) gibi şehirlerin stratejik yerlerine (özellikle Hrıstiyan ve eşkiyaların çok olduğu) bölgelere, geçit yerlerinin eşkiyalardan korunması ve güvenliği için denge unsuru olarak iskan edilmiştir.
Suriye-Halep (Şambayat), Irak (Musul, Kerkük, Basra, Samarra, Bağdad), bölgelerine Osmanlı Fermanı ile Kale Komutanı ve bölge Muhafızı olarak atanmışlardır. Bu hizmet karşılığında Hazinei Hassadan tahsisat verilmiştir.
İran (Esterabad, Tebriz, Güney Hazar, Şiraz), Azerbaycan (Nahcivan, Bakü) bölgelerindeki Bayat Türkmenleri Şah Abbas ve Safevi Devleti tarafından iskan edilmiştir. Özellikle devlet idaresinde ve Askeri Yönetimde önemli mevkilere getirilmiştiler.
İskenderun'a gelen Bozca (Boşça, Bosca vb)'lar bir kişiden çoğalmışlardır. İlk gelen Bozca /Baba adı Ahmet olup; Mustafa BOZCA'dır. Mehmet ve Ahmet adına iki kardeşi Antalya'da kalmış üç erkek kardeştirler. En büyükleri Mustafa Bozca'dır.
Osmanlı Padişahı Abdülaziz devrinde Halep'ten getirilerek iskan edildikleri Burdur Aziziye kazasından aşiretin üç bölgeye (Denizli - Afyon - Antalya) dağılması sonucu Büyük babaları Antalyaya gelmişlerdir. Mustafa BOZCA Antalyanın Kaş ilçesi Kasaba nüfusuna kayıtlıdır.
(Hakkında 'Arabistan tarafına gemi ile gitmiştir' diye Gaiplik Kararı mevcuttur)
1830 (yaklaşık) yıllarda Fethiyeden yaz aylarında yaylaya gelen Yörük Çobanlarının, Antalya Gömbe yaylasındaki yerli halka zarar vermesi ve eşkiyalık yapması, köylerde kimsesizlerin ırz ve namusuna tasallut olmaları üzerine;
Mustafa BOZCA tek başına bunlara karşı gelmiş ve dört kişi (çoban) tarafından kol, bacak ve kaburgaları kırılarak ölümüne dövülmüştür.
Heybesinde bulunan Filinta (kısa mavzer)sını çıkartarak bu dört kişiyi alınlarından vurarak öldürmüştür.
Keçi kesilerek derisi giydirilmiş ve 6 ay bu şekilde kırıkların iyileşmesi için tedavi olmuştur. İyileştikten sonra mahkemeye çıkartılarak, nefsi müdafadan fazla 3.den fazla kişiyi öldürmek suçundan idama mahkum edilmiş ve Antalya hapishanesine konulmuştur.
Burada hapishane bahçesine ilk defa çınar ağacı ekmiştir. (şimdi Güllük postanesi karşısında otopark olmuş ve çınar ağacı bu inşaat sırasında 1996 yılında kesilmiştir)
Adana Yenice tarafından gelen Bozcaların Ak Mehmetler diye bilinen akrabaları, yaklaşık 20 atlı kişi, Antalya hapishanesini basarak Mustafa BOZCAyı kurtarmışlar ve Gömbe Yaylasında bulunan Fethiyeli aileleri tehdit ederek Adanaya geri dönmüşlerdir.
Bu tarihten sonra dağlarda kaçak yaşayan Mustafa BOZCA hakkında Vur Emri çıkmış ve arkasından müfreze gönderilmiştir. Annesi en büyük oğlunun idamla öldürülmesine razı olmayarak, Başındaki Fesinde bulunan altınları Mustafaya vermiş ; oğlum ölme, başka vilayete hicret et demiştir.
Antalya Kaş limanından Arabistana Zeytinyağı taşıyan Mavna (ahşap büyük tekne) ile Payas Limanına gelmiştir. (kaynak : Ahmet Hamdi BOZCA)
İyi ata bindiği ve silah kullandığı için MUSTUK PAŞA nın fedaisi olarak Payasta bekar yaşamıştır.
Küçükali oğulları ve Mustuk Paşanın Osmanlı tarafından sürgün edilmesi sırasında, Gemiye herkes bindikten sonra Ayşe adındaki (Mustuk Paşanın kızı veya evlatlığı) kızı Al bir Atın terkisine alarak Kırıkhan Delibekirliye kaçmış ve burada ilk defa Nar, Elma gibi bahçe yetiştirmiş ve davar besleyerek yerleşik hayata geçmiştir. (Kaynak:Eşelek Ahmet Bozca)
Hayvanların çoğalması ve hastalık sonucu ölmeye başlaması üzerine; -davarların yerini daha havadar bir yere değiştirmesi tavsiye edilmiş- bugünkü Almalıseki yaylasını 20 hektar (200 dönüm) araziyi devletten yıllık 400 kuruş öşür ile kiralayarak Elma Bahçesi yetiştirmiş ve buraya yerleşmiştir. Mustafa Bozca'nın vefatından sonra oğlu Durmuş'a intikalle Arz-ı Mir'i Tapusu yenilenmiştir. Bu tapunun aslı Hacı Halil Bozca (Durak Bozca'nın ağabeyi) dadır.
Bozcaların Antalyada geçmişten bu güne bulunduğu yer adları; Gömbe, Elmalı, Seki, Çat yaylası, Su kaynağı adı: Çataloluktur.
İskenderunda bulundukları yer adları: Gömbece, Elmalıseki, Bozcalar Çatı (Çat), Su Kaynağı: Çataloluktur.
Yer ve yurt isimleri Orta-Asya'dan bu yana Türkmenlerin gittikleri yere aynı ismi verme geleneklerinden kaynaklanmaktadır.
Derleyen: İrfan BOZCA Künyesi : (Oğuz Soyundan, Bayat Boyundan, Bozcabey Afid-i, Taife-i Yörükan; Ali bin Nuri ibn-i İrfan)
KAYNAKLAR:
1-Osmanlı Döneminde Tarsus Sancağı ve Tarsus Türkmenleri; A.Sinan Bilgili; TC Kültür Bakanlığı Yay.2657 Ankara.2001
2-Anadoluda Türk Aşiretleri (966 1200 ) Ahmet Refik; Enderun Kitabevi :27 İstanbul. 1989
3-Osmanlı İmparatorluğunda Oymak, Aşiret ve Cemaatler; Cevdet Türkay; İşaret Yay:94 İstanbul.2001
4-Oğuzlar (Türkmenler) ; Prof.Dr. Faruk SÜMER; Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı; İstanbul 1999
5-Şikari (Emevi Tarihçisi);
6-Makrizi (Bizans Tarihçisi); bölüm 312-313; Ayni Tarihi (Bedrettin el-Ayni) Bozcabeyin oğlu olup; İslam Fıkıhçısı ve Tarihçisidir. İstanbul Veliyeddin Efendi Kütüphanesi, İkd ul-Cuman; nu.2396 shf.294-295
7-Osmanlı Tapu Kayıtları; (Almalıseki Arz-ı Mir'i Tapusu) Mustafanın vefatına mebni oğlu Durmuşa intikali
8-Ahmet Hamdi BOZCA; Kaş, Gömbe, Antalya
Bu Yazı, İrfan Bozca tarafından düzenlenmiştir.
Bilal Yıldırım
TÜRKMEN: Arapların Müslüman olan Türkler için TURKİ-İMAN (Müslüman Türk), Şamanist ve Tengri dinine inananlar için ETRAK (Türkler veya Kafir Türkler) ismini kullanmaları sebebiyle, zaman içinde Türki-İman kelimesi TÜRKMEN olarak telaffuz edilir olmuştur.
Orta-Asyada bulunan Obalar Aşiret ve Boy ismi ile anılmış, ancak; Müslüman olan Oğuz Boylarının hepisi için Türkmen ismi verilmiştir.
Yavuz Sultan Selim Han zamanına kadar bütün Türkmen boyları ''Oğuz Soyundan, Bayat Boyundan, Bozcabey Afidi, Taife-i Yörükan gibi geçmiş soyu ve ismi sayılarak künye kütükleri ile anılmakta idi.
Mısır Seferi sırasında Şeyhül İslamın Ümmeti Muhammedin Yörük, Çerkez, Kürt, Arap vs tasnif etmek, İslam Ümmetini parçalara ayırmaktır diyerek; eski gelenek olan; 'Soy - Boy - Bey - Oba - Dede - Baba - Şahıs) söylenerek (eskiden 7 göbek saymak denirdi) adeti ortadan kalkarak; bunun yerine baba adı ile şahıs yazılarak kullanılmıştır. Benzer isimlerin çok olması sonucu aile Lakap ve Şöhretleri de isimlere ilave etmişlerdir.
Bayat Boyu, Oğuzların 24 boylarından biridir. Bozokların Gün-Hanoğulları koluna bağlıdır. "Devleti ve nimeti bol, devlet ve nimet sahibi" manâsına gelen Bayat boyunun ongunu (sembolü), Şahindir.
İslamiyet'i kabul eden Bayat boyunun bir kısmı, 11. yüzyılda Selçuklu hükümdarları idaresinde, Horasan ve İran üzerinden Anadolu ve Suriye'ye geldiler.
Bayatlar, Oğuzların devlet ve din adamı Dede-Korkut (Korkut Ata), şair Fuzuli, Tarihçi ve İslam Fıkıhçısı Bedrettin el-Ayni (15.yy Ayni Tarihi yazarı), Yahya Kemal Beyatlı gibi Türk tarihinde büyük şahsiyetler yetiştiren bir boydur.
Bayatların el-Cezire (Musul-Bağdad) ve Suriye(Halep)'e ilk X1.yyda Selçuklu istilaları zamanında geldikleri ileri sürülmüştür.
Ancak, Arap tarihçi Şikari 7.yyda Emevi Halifesi Mansur ve Abbasi Halifesi Harun Reşid zamanında Orta Asyadan Müslüman olan Türkmenlerin (12 boydan) davet edilerek getirildiği ve Halep, Hatay, Ayıntap, Tarsus (Avasım=sınır şehirleri) bölgelerine Bizans saldırılarına karşı kalkan olarak iskan edildiği rivayet edilmektedir.
Bu devirde 8.yy ve 9.yy Bağdad ve Şam Saray muhafızları ile Okçu ve Süvari birlikleri Türkmenlerden müteşekkildir.
Kanuni Sultan Süleyman Han devrinde, Kuzey Suriye'deki ana Bayat kolu, yirmi obadan meydana gelmişti. 16.yüzyılın ikinci yarısında Boyun başında bulunan BOZCA adlı boy beyi ailesi, boy halkından birçok kimseyi de yanına alarak İran'a (bugünkü İran ve Azerbaycan) gitti.
Bunlar, orada Bozcalı adıyla anıldılar ve varlıklarını geçen yüzyılın sonlarına kadar korudular.
Anadolu'da kalan Bayatlar, Bozcabeyin Asi Nehrinde attan düşemesi (Demirköprü mevkiinde), 1409 tarihindeki savaşta Asi Nehrinde boğularak Şehit olmasından sonra; Boy Beyi ailesine BOZCALAR, BOZCALI ismi verilmiştir.
Bu tarihten önce BEYAT, BEYATLI, BAYATLI, BAYATİ lakabı ile aşiret ismi ile anılmaktadırlar. Bozcaların büyük bir kısmının 16.yy dan sora İran ve Azerbaycana gitmesinden sonra, Bayat Türkmenlerinin başına Pehlivanlı ailesi geçmiştir.
Halep yöresinde kalan aşiret mensupları ise Reyhanlı gibi güçlü obalar olarak hayatlarını sürdürdüler. Derviş Paşa'nın İslahiye ve Gavurdağlarında vergi vermeyen, asker kaçağı olan aşiretlere karşı yaptığı askeri harekatta, Osmanlı Ordusuna asker vererek yardımcı olan Bayat (Reyhanlı) Türkmenlerine mükafat olarak yerleşmek istedikleri Amik ovasına 1865 senesinde Derviş Paşa tarafından iskan edilmişlerdir. Böylece, Reyhanlı (Reyhaniyye) kasabası meydana gelmiştir.
17. yüzyılda Halep Bölgesindeki Bayat obalarından çoğu Pehlivanlıların (Ankara-Kırıkkale), geri kalanları da Reyhanlıların (Hatay-Reyhanlı) etrafında toplandılar. 19. yüzyılda Pehlivanlıların çoğu, Yozgat-Ankara arasındaki yörede yerleştiler.
Anadolu'da BOZCABEY ailesinden kalan obalar Osmanlı iskan politikası gereği, Kayseri, Maraş, Urfa (Siverek), Diyarbakır (Ergani), Niğde (İncesu), Erzurum, Kars (Çıldır), Afyon(Bolvadin-Çay), Antalya (Kaş, Kasaba, Gömbe), Burdur(Aziziye-Kozluca), Adana(Yenice), Mersin(Tarsus), Aksaray, Ankara (Haymana, Akyurt),
Ankara Haymanadan bir kısım Bozcalar, Cihanbeğli Kürt aşiretleri ile çatışmalarıdan dolayı, Yusuf Bozca ve ailesi Bulgaristan (Niğbolu Kalesi -bugünkü Şumnu-)'nin muhafaza ve tamirinde görevlendirilmek üzere Deliorman bölgesi Emberler Köyüne sürgünle iskan edilmiştir.
Balıkesir (Susurluk), Aydın (Çine), Kırşehir (Çiçekdağı), Yozgat (Reşadiye) gibi şehirlerin stratejik yerlerine (özellikle Hrıstiyan ve eşkiyaların çok olduğu) bölgelere, geçit yerlerinin eşkiyalardan korunması ve güvenliği için denge unsuru olarak iskan edilmiştir.
Suriye-Halep (Şambayat), Irak (Musul, Kerkük, Basra, Samarra, Bağdad), bölgelerine Osmanlı Fermanı ile Kale Komutanı ve bölge Muhafızı olarak atanmışlardır. Bu hizmet karşılığında Hazinei Hassadan tahsisat verilmiştir.
İran (Esterabad, Tebriz, Güney Hazar, Şiraz), Azerbaycan (Nahcivan, Bakü) bölgelerindeki Bayat Türkmenleri Şah Abbas ve Safevi Devleti tarafından iskan edilmiştir. Özellikle devlet idaresinde ve Askeri Yönetimde önemli mevkilere getirilmiştiler.
İskenderun'a gelen Bozca (Boşça, Bosca vb)'lar bir kişiden çoğalmışlardır. İlk gelen Bozca /Baba adı Ahmet olup; Mustafa BOZCA'dır. Mehmet ve Ahmet adına iki kardeşi Antalya'da kalmış üç erkek kardeştirler. En büyükleri Mustafa Bozca'dır.
Osmanlı Padişahı Abdülaziz devrinde Halep'ten getirilerek iskan edildikleri Burdur Aziziye kazasından aşiretin üç bölgeye (Denizli - Afyon - Antalya) dağılması sonucu Büyük babaları Antalyaya gelmişlerdir. Mustafa BOZCA Antalyanın Kaş ilçesi Kasaba nüfusuna kayıtlıdır.
(Hakkında 'Arabistan tarafına gemi ile gitmiştir' diye Gaiplik Kararı mevcuttur)
1830 (yaklaşık) yıllarda Fethiyeden yaz aylarında yaylaya gelen Yörük Çobanlarının, Antalya Gömbe yaylasındaki yerli halka zarar vermesi ve eşkiyalık yapması, köylerde kimsesizlerin ırz ve namusuna tasallut olmaları üzerine;
Mustafa BOZCA tek başına bunlara karşı gelmiş ve dört kişi (çoban) tarafından kol, bacak ve kaburgaları kırılarak ölümüne dövülmüştür.
Heybesinde bulunan Filinta (kısa mavzer)sını çıkartarak bu dört kişiyi alınlarından vurarak öldürmüştür.
Keçi kesilerek derisi giydirilmiş ve 6 ay bu şekilde kırıkların iyileşmesi için tedavi olmuştur. İyileştikten sonra mahkemeye çıkartılarak, nefsi müdafadan fazla 3.den fazla kişiyi öldürmek suçundan idama mahkum edilmiş ve Antalya hapishanesine konulmuştur.
Burada hapishane bahçesine ilk defa çınar ağacı ekmiştir. (şimdi Güllük postanesi karşısında otopark olmuş ve çınar ağacı bu inşaat sırasında 1996 yılında kesilmiştir)
Adana Yenice tarafından gelen Bozcaların Ak Mehmetler diye bilinen akrabaları, yaklaşık 20 atlı kişi, Antalya hapishanesini basarak Mustafa BOZCAyı kurtarmışlar ve Gömbe Yaylasında bulunan Fethiyeli aileleri tehdit ederek Adanaya geri dönmüşlerdir.
Bu tarihten sonra dağlarda kaçak yaşayan Mustafa BOZCA hakkında Vur Emri çıkmış ve arkasından müfreze gönderilmiştir. Annesi en büyük oğlunun idamla öldürülmesine razı olmayarak, Başındaki Fesinde bulunan altınları Mustafaya vermiş ; oğlum ölme, başka vilayete hicret et demiştir.
Antalya Kaş limanından Arabistana Zeytinyağı taşıyan Mavna (ahşap büyük tekne) ile Payas Limanına gelmiştir. (kaynak : Ahmet Hamdi BOZCA)
İyi ata bindiği ve silah kullandığı için MUSTUK PAŞA nın fedaisi olarak Payasta bekar yaşamıştır.
Küçükali oğulları ve Mustuk Paşanın Osmanlı tarafından sürgün edilmesi sırasında, Gemiye herkes bindikten sonra Ayşe adındaki (Mustuk Paşanın kızı veya evlatlığı) kızı Al bir Atın terkisine alarak Kırıkhan Delibekirliye kaçmış ve burada ilk defa Nar, Elma gibi bahçe yetiştirmiş ve davar besleyerek yerleşik hayata geçmiştir. (Kaynak:Eşelek Ahmet Bozca)
Hayvanların çoğalması ve hastalık sonucu ölmeye başlaması üzerine; -davarların yerini daha havadar bir yere değiştirmesi tavsiye edilmiş- bugünkü Almalıseki yaylasını 20 hektar (200 dönüm) araziyi devletten yıllık 400 kuruş öşür ile kiralayarak Elma Bahçesi yetiştirmiş ve buraya yerleşmiştir. Mustafa Bozca'nın vefatından sonra oğlu Durmuş'a intikalle Arz-ı Mir'i Tapusu yenilenmiştir. Bu tapunun aslı Hacı Halil Bozca (Durak Bozca'nın ağabeyi) dadır.
Bozcaların Antalyada geçmişten bu güne bulunduğu yer adları; Gömbe, Elmalı, Seki, Çat yaylası, Su kaynağı adı: Çataloluktur.
İskenderunda bulundukları yer adları: Gömbece, Elmalıseki, Bozcalar Çatı (Çat), Su Kaynağı: Çataloluktur.
Yer ve yurt isimleri Orta-Asya'dan bu yana Türkmenlerin gittikleri yere aynı ismi verme geleneklerinden kaynaklanmaktadır.
Derleyen: İrfan BOZCA Künyesi : (Oğuz Soyundan, Bayat Boyundan, Bozcabey Afid-i, Taife-i Yörükan; Ali bin Nuri ibn-i İrfan)
KAYNAKLAR:
1-Osmanlı Döneminde Tarsus Sancağı ve Tarsus Türkmenleri; A.Sinan Bilgili; TC Kültür Bakanlığı Yay.2657 Ankara.2001
2-Anadoluda Türk Aşiretleri (966 1200 ) Ahmet Refik; Enderun Kitabevi :27 İstanbul. 1989
3-Osmanlı İmparatorluğunda Oymak, Aşiret ve Cemaatler; Cevdet Türkay; İşaret Yay:94 İstanbul.2001
4-Oğuzlar (Türkmenler) ; Prof.Dr. Faruk SÜMER; Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı; İstanbul 1999
5-Şikari (Emevi Tarihçisi);
6-Makrizi (Bizans Tarihçisi); bölüm 312-313; Ayni Tarihi (Bedrettin el-Ayni) Bozcabeyin oğlu olup; İslam Fıkıhçısı ve Tarihçisidir. İstanbul Veliyeddin Efendi Kütüphanesi, İkd ul-Cuman; nu.2396 shf.294-295
7-Osmanlı Tapu Kayıtları; (Almalıseki Arz-ı Mir'i Tapusu) Mustafanın vefatına mebni oğlu Durmuşa intikali
8-Ahmet Hamdi BOZCA; Kaş, Gömbe, Antalya
Bu Yazı, İrfan Bozca tarafından düzenlenmiştir.
Bilal Yıldırım
İcon Bilgisi
Ata [E]
Ata [K]
I Eş
II Eş
III Eş
IV Eş
I Eş Çocuğu
II Eş Çocuğu
III Eş Çocuğu
IV Eş Çocuğu
Kendi Bilgisi
Bilgiye Gider
OSMAN
OSMAN ÇELİK
Yer : SARISEKİ/ZAFER MAH.
1985 -
ZEYNEP
ZEYNEP ÇELİK
Yer : SARISEKİ/ZAFER MAH.
1987 -
GAMZE
GAMZE ÇELİK
Yer : SARISEKİ/ZAFER MAH.
1991 -
FATMANUR
FATMANUR ÇELİK
Yer : SARISEKİ/ZAFER MAH.
1997 -
Telif Hakkı © 2025 Aile Ağaçları | Yönetim